![]() |
|
SÜNDÜRÜLEBİLİR ![]() Haber Vakti / 12.11.2025 Yanlış okuduğunuzu sanmayın, yazımın başlığı "sürdürülebilir" değil. Eğer arama motoruna "sündürülebilir" yazarsanız "sürdürülebilir mi demek istediniz?" gibi bir soruyla karşılaşabilirsiniz. Suyunu çıkarmak, cılkını çıkarmak veya istismar etmek de diyebilirdim. Son zamanlarda yaşanan kavramsal tartışmalara mütevazi bir katkıda bulunmak istedim. İnsanların zihni öylesine bulandırılmış ki; iyi şeyleri tekrar ettiğiniz zaman önemini kaybediyor, kötü şeyleri tekrar ettiğiniz zaman özendirici oluyor. Sürdürülebilirlik, aslında istikrar kelimesinin modern bir tanımıdır. Alanında uzman kişiler istikrar kelimesini "sürdürülebilirlik" üzerinden tarif ederler. Ancak yalanında uzman kişiler istismar etmek istedikleri her konuyu "sündürülebilir" duruma getirirler. Sürdürülebilir üretim, sürdürülebilir tarım, sürdürülebilir enerji derler ama günün sonunda bunların çoğu art niyetli kişiler tarafından "sündürülebilir" olarak istismar edilir. Farkında mısınız, acil çözüm üretilmesi gereken konular sakız gibi sündürülüyor. İsterseniz her Pazartesi günü ülkemizde gündem olan konu ne ise birkaç cümle ile bir kenara not edin. Birkaç ay sonra yazdığınız notları yukarıdan aşağıda doğru okursanız birbiriyle alakası olmayan ne kadar gereksiz konu varsa boş yere kendi aramızda tartıştığımızı anlarsınız. O boşlukta önemli konuların nasıl gümbürtüye gittiğini de farkedebilirsiniz. Ekonomi... İnsanları rakamlarla ve tozpembe tablolarla bir yere kadar kandırabilirsiniz. Yıllardır faizin ve enflasyonun düşeceğini ümitle bekleyen insanlar parayı nasıl kazanacağını, nasıl harcayacağını ve nasıl birikim yapacağını bilemez hale geldi. Buna rağmen insanların aklıyla alay eder gibi halen büyük rakamlarla ekonomik vaatler veriliyor. İnsanların umutlarını rakamlarla lastik gibi sündürmekten bıkmadılar. Ticaret... Tüketime alıştırılan insanlar satın aldığı ürünlerin ani fiyat artışını da sorgulayamaz hale geldi. Bunu fırsat bilen tüccar(!) görünümlü simsarlar piyasayı istedikleri gibi manipule edebiliyor. Mesela kilosu 20 liradan satılan herhangi bir gıdanın fiyatı bir anda 3-4 kat artıyorsa ortada bir denetim yok demektir. Denetimin olmadığı yerde birileri fiyatları istedikleri gibi sündürüyor. Siyaset... Ülkemizin sorunlarına dair çözüm üretmeleri için milletin vekâleten görev verdiği siyasetçilerin kendi aralarındaki kavgaları bitmek bilmiyor. İnsanlar artık bu ağız dalaşlarından bıktı. Bu durum algı yöneticileri tarafından milletin sorunlarıyla ilgilenmemek ve dikkatleri başka bir yöne çekmek için kurgulanan kirli bir oyun olabilir mi? Bazen şüphelenmek bile bir konuyu farklı yönlere sündürebiliyor. Sanat... Popüler kültüre yenik düşen sanata hak ettiği değer bir türlü verilemiyor. Yurtdışında daha önce çekilmiş dizileri ünlü ekran yüzlerine bölüm başı astronomik rakamlar ödeyerek yeniden çekiyorlar. Reytinglerde istedikleri sonuçları alamayınca pes etmiyorlar. Bu sefer de başka ünlülerle benzer formatlarda diziler çekiyorlar. Meydanı boş buldukları için seyircilerin sanata olan ilgisini istedikleri gibi sündürüyorlar. Eğitim... İnsan yetiştirmenin önemini idrak edemeyen yöneticiler müfredattan mezuniyete kadar her şeyi arapsaçına çevirerek nesillerin heba olmasına vesile oluyor. Sonu "S" ile biten sınavlar ne yazık ki öğrencilerin ufkunu açmıyor. İnşallah bir gün bunun büyük bir vebal olduğunu anlarlar. Anlamazlarsa eğitim sistemini de sakız gibi sündürmeye devam ederler. Medya... Gazeteler ve televizyonlar "gündemcilik" oynamaya devam ederken insanlar hayatın nabzının kökü dışarıda olan sosyal medyada attığını zannediyor. Sosyal medyada saçma sapan içeriklere maruz kalan insanlar doğru ile yanlışı ayırt edemeyecek duruma geldi. Maalesef bunu fırsat bilen fâsıklar ortalıkta "duayen gazeteci" diye dolaşarak medyanın güvenilirliğini sündürüyor. Deprem... Nerede deprem olursa olsun, birkaç hafta tartışıldıktan sonra unutuluyor. "Takdir-i ilahi" diyerek felaketlere karşı önlem alamayız. Depremin şakası olmaz, deprem ihmale gelmez. İnsanlar bu konuda maalesef kendilerini kandırarak deprem gibi önemli bir konunun ciddiyetini sündürmeye devam ediyorlar. Gazze... Yahudiler sinsi planlarını ve güya dini kehanetlerini yıllardır sürdürüyor. Son 2 yıldır Gazze'de çoluk çocuk demeden dünyanın gözünün önünde Kerbela misali katliam yapıyorlar. İslam âlemi sadece "sert tepki" veriyor. Dünyanın çeşitli yerlerinde "eylemler" yapılıyor, "sloganlar" atılıyor, "pankartlar" açılıyor. Barış antlaşmasına rağmen Yahudiler Gazze'de Müslümanları katlediyor ve dünya bu katliamı seyrediyor. Müslüman ülkelerin İslam'ı sündürmeye güçleri yetmediği için imanlarını sündürüyorlar. "Gündem" diyerek meşgul edildiğimiz konularla ilgili perde arkasındaki kısırdöngüyü anlayabildiniz mi? Biz özümüze dönmeden, kendimize gelmeden, aklımızı başımıza toplamadan, Hakk'ı ve adaleti yüceltmeden, doğru ile yanlışı ayırt edemeden bir şeylerin kendiliğinden düzelmesini bekleyemeyiz. Umarım ne demek istediğimi anlamışsınızdır. Ben de bu köşe yazımı daha fazla sürdürmek, pardon, sündürmek istemiyorum. |

