![]() |
BİLDİRİMLER ![]() Haber Vakti / 11.04.2025 Hepimizin hayatı adeta bildirimlere bağlanmış. Siz de sabah uyandığınız andan itibaren gece uyuduğunuz ana kadar, nerede olursanız olun, 5 dakikada bir telefonunuza gelen bildirimleri kontrol ediyor musunuz? Ne kadar hoşunuza gidiyor değil mi; banka bildirimleri, email bildirimleri, hava durumu bildirimleri, son dakika bildirimleri, sosyal medya bildirimleri... "Hesabınıza para geldi", "bilmem kim fotoğrafını beğendi", "bilmem kaç kişi seni takip etti", "bilmem kim yorumunu beğendi" gibi... Yeni gelen bildirimler beğenilme beklentisi içinde olan insanlarda mutluluk hormonu olarak bilinen serotonin salgılanmasına vesile oluyormuş. Sırf beğenilme beklentisi yüzünden insanlar sürekli sosyal medya hesaplarına yeni fotoğraflar ve içerikler yüklüyorlarmış. Aslında hepimiz ortak bir platformda sıradan şeyleri paylaşıyoruz. Bilgi çağında yaşadığımızı zannediyoruz ama bence haber bombardımanına ve bildirim yağmuruna maruz kalıyoruz. Çünkü doğru habere ve gerçek bilgiye ulaşmak gittikçe zorlaştı. 11. Necip Fazıl Ödülleri'nde kendisini tanımaktan onur duyduğum Psikiyatrist-Yazar Dr. Mustafa Merter Hocamız dijital esaretten kurtulmamız gerektiğine vurgu yaparak, "Uyanık zamanımızın yüzde 40'ı sosyal mecralarda geçiyor ve size o savunmasız alanda istediklerini yaptırıyorlar. İnşallah bunun anlaşılması için 2 yıl daha geçmez. Üzerimize çöken sanal bağımlılık içinde yaşadığımız bu çağın en büyük meselelerinden biri... Bütün insanlık tehlike altında, bunun için seferberlik ilan etmemiz lazım" demişti. Sosyal medyada içerik bombardımanına maruz kalan insanlar "keşfet" ve "bildirimler" arasında vaktinin büyük bir bölümünü harcıyor. Bu yüzden insanlarda tuhaf bir "bildirim" tutarsızlığı oluşmaya başladı. İnsanlar çoğu zaman AFAD'dan gelen hayati uyarı bildirimleri gibi bildirimler bekliyor. Mesela bazen insanların önemli bir mesele karşısında "bana hiç bildirim gelmedi ki" demesi size de tuhaf gelmiyor mu? Kökü dışarıda olan sosyal medya insanları maalesef düşünemez ve idrak edemez duruma getirdi. Bildirim kelimesi Yüce Allah'ın peygamberler vasıtasıyla insanlara gönderdiği vahiyleri bana hatırlattı. Şükürler olsun ki; her şeyi gören, duyan, işiten bir Rabbimiz var. Son Peygamber Hazreti Muhammed (S.A.V) ise görevini yerine getirdi ve bir "Veda Hutbesi" ile aramızdan ayrıldı. Dolayısıyla bundan sonra hepimiz iyiyi, kötüyü, doğruyu ve yanlışı ayırt etmekle ve Hak'tan yana olmakla mesulüz. Hak ile batılın mücadelesinin kıyamete kadar süreceğini de unutmamalıyız. Azgınlıktan uzak durmalıyız, gaflete düşmemeliyiz. Dünyanın bir imtihan yeri olduğunu unuttuğunuzda size Bakara Suresi'nin 155. ayeti (Sizi mutlaka biraz korku ve açlık ile; biraz da mallardan, canlardan ve ürünlerden noksanlaştırmak suretiyle imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele!) bildirim olarak gelmeyecek. Fuhuş yaparken size Kuran-ı Kerim'deki İsrâ Suresi'nin 32. ayeti (Zinâya yaklaşmayın. Çünkü o, çirkinliği apaçık bir hayâsızlıktır ve çok kötü bir yoldur) bildirim olarak gelmeyecek. İçki içerken ve kumar oynarken size Mâide Suresi'nin 90. ayeti (Ey iman edenler! İçki, kumar, tapınmak ve putlara kurban kesmek için dikilen taşlar, fal ve şans okları şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz) bildirim olarak gelmeyecek. İnsanların arkasından konuşup gıybet ettiğinizde size Hümeze Suresi'nin 1. ayeti (İnsanları arkadan çekiştirmeyi, yüzlerine karşı da el, kaş, göz işaretleriyle alay etmeyi âdet hâline getiren her bir kişinin vay hâline!) bildirim olarak gelmeyecek. Ölümü unuttuğunuzda Mü'minûn Suresi'nin 43. ayeti (Hiçbir ümmet ecelini ne öne alabilir, ne de erteleyebilir) veya ölçüde ve tartıda hile yaptığınızda Mutaffifin Suresi'nin 1. ayeti (Ölçüde ve tartıda hile yapanların vay haline!) size bildirim olarak gelmeyecek. Münafıklık yaptığınızda size Tevbe Suresi'nin 67. ayeti (Erkek olsun kadın olsun bütün münafıklar birbirinin aynısıdır: Kötülüğü teşvik edip yayarken, iyilik, doğruluk ve güzelliğin önünü kesmeye çalışırlar, Allah yolunda harcamaktan yana ellerini pek sıkı tutarlar. Allah'ı unuttukları için, Allah da onları unutmuştur. Gerçekten münafıklar yoldan çıkmışların ta kendileridir) bildirim olarak gelmeyecek. Şeytan size vesvese verdiğinde A'râf Suresi'nin 200. ayeti (Eğer şeytandan gelen bir vesvese seni dürtecek olursa hemen Allah'a sığın. Çünkü O, hakkıyla işiten, kemâliyle bilendir) ve müsriflik yaptığınızda A'râf Suresi'nin 31. ayeti (Ey Âdemoğulları! Namaz kıldığınız, ibadet ettiğiniz her yerde temiz ve güzel elbiselerinizi giyin. Yiyin, için fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez) size bildirim olarak gelmeyecek. Allah'ı unutup gaflete düştüğünüzde size Âl-i İmrân Suresi'nin 77. ayeti (Allah'a verdikleri sözleri ve ettikleri yeminleri önemsiz bir dünya menfaatine satanlar var ya, işte onların ahirette hiçbir nasipleri yoktur. Allah kıyamet günü onlarla konuşmayacak, onlara merhamet nazarıyla bakmayacak ve onları temize çıkarmayacaktır. Onlar için can yakıcı bir azap vardır) bildirim olarak gelmeyecek. Rızkınızdan endişe ettiğinizde size Ra'd Suresi'nin 26. ayeti (Allah dilediğine rızkı bolca bahşeder, dilediğine de sınırlı ölçüde verir. Fakat inkârcılar, bu gerçeğin farkında olmadıkları için dünya hayatı ile sevinip şımarırlar. Oysa ahiretin sonsuz nimetleri yanında dünya hayatı azıcık, değersiz ve geçici bir geçimlikten ibarettir) bildirim olarak gelmeyecek. Kul hakkı yediğinizde size Bakara Suresi'nin 188. ayeti (Birbirinizin malını haksız yollarla yemeyin. Başkalarına ait bazı malları, günah olduğunu bile bile haksız yolla yemek için mevki ve makam sahiplerine rüşvet vermeyin) bildirim olarak gelmeyecek. Faiz yemeyi alışkanlık haline getirdiğinizde size Bakara Suresi'nin 275. ayeti (Faiz yiyenler, kıyamet günü kabirlerinden, başka türlü değil, ancak şeytan çarpmış kimselerin cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkacaklardır. Bunun sebebi, "Alışveriş de tıpkı faiz gibidir" demeleridir. Hâlbuki Allah, alışverişi helâl, faizi haram kılmıştır. Her kime Rabbinden bir öğüt gelir de faizcilikten vazgeçerse, önceden aldıkları kendisine aittir. Artık onun hakkındaki kararı Allah verecektir. Kim de yeniden faizciliğe dönerse, işte onlar cehennemin yoldaşlarıdır ve orada ebedî kalacaklardır) bildirim olarak gelmeyecek. Allah'ın lanetlediği İsrailoğulları Gazze'de Müslümanları katlederken size Tevbe Suresi'nin 38. ayeti (Ey iman edenler! Size ne oldu ki, "Allah yolunda topluca savaşa çıkın!" dendiğinde olduğunuz yere çakılıp kaldınız. Yoksa ahiretten vazgeçip dünya hayatına mı razı oldunuz? İyi bilin ki, ahiretin yanında dünya hayatının zevki hiç denecek kadar azdır) bildirim olarak gelmeyecek. Dava bilinci olmayan ve devlet terbiyesinden yoksun kişilerin önemli makamlara atama kararını imzalarken size Nisâ Suresi'nin 58. ayeti (Şüphesiz Allah size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adâletle hükmetmenizi emrediyor. Böylece Allah size ne güzel öğüt veriyor! Doğrusu Allah her şeyi hakkıyla işiten, kemâliyle görendir) bildirim olarak gelmeyecek. Kim olursak olalım, ne yaparsak yapalım, Allah'tan geldik ve hiç şüphesiz tekrar ona döneceğiz. Kuran-ı Kerim yediden yetmişe bütün insanlığa rehber olması için Allah tarafından gönderilmiştir. Yüce Allah, Bakara Suresi'nin 212. ayetinde dünya hayatının kâfirlere süslü ve sevimli gösterildiğini, En'âm Suresi'nin 32. ayetinde dünya hayatının bir oyun ve eğlenceden ibaret olduğunu belirtiyor. Allah'tan başka kimseyi ilah edinmememizi, hakkı ayakta tutmamızı, adaletle şahitlik etmemizi, yalanı ve iftirayı meslek edinmememizi, yaptığımız iyiliklerin de kötülüklerin de yararının ve zararının bize yansıyacağını birçok ayette emrediyor. Şunu unutmayın, hiçbir peygamber emanete ihanet etmemiştir. Çünkü Kuran-ı Kerim Allah'ın bize emanetidir. Yüce Allah, Muhammed Suresi'nin 31. ayetinde ise "Gerçek şu ki, içinizden cihat edenleri ve sabredenleri ayırt edinceye; söz ve davranışlarınızdaki samimiyetinizin doğruluğunu ortaya çıkarıncaya kadar biz sizi sınamaya devam edeceğiz" diye buyuruyor. Vesselam, Yüce Allah'ın insanlara gönderdiği Kuran-ı Kerim'de 6666 bildirim sizi bekliyor. Peygamberlerin hayatını okuyabilirsiniz. Tarihteki zalimleri ve kahramanları yeniden hatırlayabilirsiniz. Siz halen dijital ablukanın farkında değilseniz ve hayatınızdan son derece memnunsanız size hiçbir bildirim fayda etmez. Eğer halen hakiki bildirimler umurunuzda değilse sosyal medyadaki paylaşımınızı kaç kişinin beğendiğine, kaç tane bildirim geldiğine, hikâyenizi ve durumunuzu kaç kişinin gördüğüne bakmaya devam edebilirsiniz. |